10 Ağustos 2015 Pazartesi

BOĞDAN VOYVODASI PETRO RAREŞ'İN İHANETİ ÜZERİNE YAZILAN FERMANI

Kanuni Sultan Süleyman Han’a sadık ve itaatkâr olan, ayrıca vergisini aksatmayan Boğdan Voyvadası Petro Rareş, bir süre sonra Ferdinand’ın etkisiyle Osmanlı Devleti’ne olan bağlılığını kesmiş ve vergisini de göndermemeye başlamıştı. Osmanlı Devleti’ne dost olan Polonya Kralı Sigismund ile savaştı. Sultan’ın himayesi altındaki Venedik asilzâdesi Gritti’ye düşmanlık etmiş ve hatta katlinde de etkili olmuştu. Etrafına adamlar toplaması ve yaptığı yanlışlar, casuslar aracılığıyla Padişah’a ulaştı. Bu gelişmelerden sonra Kanuni Sultan Süleyman Han, Boğdan üzerine sefere çıkmak için hazırlık yapılmasını emretti ve sefere çıktı. Padişahın üzerine geldiğini öğrenen Voyvoda Petro, derhal bir elçilik heyeti gönderdi ve affını talep etti ancak Padişah gelen elçileri geri gönderdi ve bir nâme ile Kefe emiri Sinan Çelebi’yi de refakatçi olarak yanlarına kattı. Padişah yazdığı nâmesinde Petro’ya: “Fiillerinizde pek azgınlık ve hırçınlık olduğu için Boğdan seferini açtım. Yaptıklarınıza tövbeler etmek ve bir daha böyle bir harekette bulunmayacağınıza dair söz vermek ve eşiğime gelip yüz sürmek şartlarımı kabul ederseniz, belki o vakit kendinizi affettirmek için benden merhamet görebilirsiniz” diyordu.

7 Ağustos 2015 Cuma

SULTAN III. OSMAN DEVRİ VE BELLİ BAŞLI OLAYLARI

25. Osmanlı Padişahı ve 89. İslam Halifesi Cennet Mekan Sultan III. Osman Han, Sultan I. Mahmud Han’ın kardeşi olup; Sultan III. Mustafa’nın 1699 yılında Şehsüvâr Vâlide Sultan’dan doğma oğludur. Baş hocası Feyzullah-zâde İbrahim Efendi olan Sultan III. Osman, 2 yıldan biraz fazla sürecek olan saltanat tahtına, ağabeyinin vefatı üzerine 13 Aralık 1754 yılında oturdu. Şişman, asabi, ve geçimsiz bir devlet adamı olduğu ve sadrazamların hiç biri ile geçinemediği söylenmektedir. Sadrazamları arasında yer alan Hekimoğlu Ali Paşa, Yirmisekizçelebi-zâde Mehmed Said Paşa ve son sadrazamı Koca Mehmed Râgıp Paşa, gerçekten değerli devlet adamlarındandır.

13 Mayıs 2015 Çarşamba

İstanbul'da Buz Köprüsü


9 Şubat 1621 günü İstanbul, tarihin en büyük kışlarından birini yaşamış ve Boğaziçi'nde deniz donmuştu. Öyle ki bugün, Beşiktaş ile Üsküdar arasında Boğaz'ın buzları üzerinden yürüyerek karşıdan karşıya geçilebilmişti. Şairler, bu akıllara durgunluk veren hadise için: "Yol oldu Üsküdar'a bin otuzda, bendeniz geçtim." şeklinde tarih düşürmüştü.

10 Mayıs 2015 Pazar

Rayların Altına Keçe Döşendi

Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın emriyle yapılan demir yolunda Medine-i Münevvere'ye yaklaşılmasından itibaren Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa(s.a.v.)'nın ruhaniyetinin rahatsız olmaması için çelik yerine ağaç traversler kullanılmış ve rayların altına gürültüyü önlemek için keçe döşenmiştir.

Tahtta En Çok Ve En Az Kalan Sultanlar

Osmanlı sultanları içinde tahtta en uzun kalan Kanuni Sultan Süleyman Han olup, 46 sene padişahlık yapmıştır.
En kısa kalan ise Sultan Beşinci Murad Han'dır. O da 93 gün padişahlık yapmıştır.

Dünyada Çiçek Aşısını İlk Defa Osmanlılar Kullandılar

Çiçek aşısı hakkında Tarih-i Cevdet Şunları kaydeder:
"Hafif çiçek çıkarmış olan çocukların kabarmış ve dolmuş olan çiçeklerinin suyunu alıp ve henüz çiçek çıkarmamış olan bir çocuğun kolunu çizip, o suyu sürerek aşı eyledikleri yerde bir kabarcık çıkıp, onunla ol çocuk nöbetini savuşturarak, çiçek hastalığından halas bulurdu."
Türkiye'de bulunmuş olan Lady Montagu, Miss Sarah Chiswell'e yazdığı mektupta aşıdan şu suretle bahsetmektedir:
"Hazır hastalıktan bahsetmişken size bir şey anlatacağım ki, onu okuyunca burada olmayı arzu edeceksiniz, bizde çok yaygın ve vahim olan çiçek hastalığı, burada aşı denilen bir ameliyenin icadı dolayısıyla tamamıyla zararsız bir hale getirilmiştir. Birçok ihtiyar kadınlar vardır ki, her sonbaharın eylül ayında sıcaklar hafiflediği zaman bu ameliyeyi yapmayı kendilerine iş edinmişlerdir. Ahali birbirine haber yollayarak, ailelerden birisinin çiçek aşısı isteyip istemediklerini sordururlar ve bunlar bir yerde toplanır."