13 Mayıs 2015 Çarşamba

İstanbul'da Buz Köprüsü


9 Şubat 1621 günü İstanbul, tarihin en büyük kışlarından birini yaşamış ve Boğaziçi'nde deniz donmuştu. Öyle ki bugün, Beşiktaş ile Üsküdar arasında Boğaz'ın buzları üzerinden yürüyerek karşıdan karşıya geçilebilmişti. Şairler, bu akıllara durgunluk veren hadise için: "Yol oldu Üsküdar'a bin otuzda, bendeniz geçtim." şeklinde tarih düşürmüştü.

10 Mayıs 2015 Pazar

Rayların Altına Keçe Döşendi

Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın emriyle yapılan demir yolunda Medine-i Münevvere'ye yaklaşılmasından itibaren Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa(s.a.v.)'nın ruhaniyetinin rahatsız olmaması için çelik yerine ağaç traversler kullanılmış ve rayların altına gürültüyü önlemek için keçe döşenmiştir.

Tahtta En Çok Ve En Az Kalan Sultanlar

Osmanlı sultanları içinde tahtta en uzun kalan Kanuni Sultan Süleyman Han olup, 46 sene padişahlık yapmıştır.
En kısa kalan ise Sultan Beşinci Murad Han'dır. O da 93 gün padişahlık yapmıştır.

Dünyada Çiçek Aşısını İlk Defa Osmanlılar Kullandılar

Çiçek aşısı hakkında Tarih-i Cevdet Şunları kaydeder:
"Hafif çiçek çıkarmış olan çocukların kabarmış ve dolmuş olan çiçeklerinin suyunu alıp ve henüz çiçek çıkarmamış olan bir çocuğun kolunu çizip, o suyu sürerek aşı eyledikleri yerde bir kabarcık çıkıp, onunla ol çocuk nöbetini savuşturarak, çiçek hastalığından halas bulurdu."
Türkiye'de bulunmuş olan Lady Montagu, Miss Sarah Chiswell'e yazdığı mektupta aşıdan şu suretle bahsetmektedir:
"Hazır hastalıktan bahsetmişken size bir şey anlatacağım ki, onu okuyunca burada olmayı arzu edeceksiniz, bizde çok yaygın ve vahim olan çiçek hastalığı, burada aşı denilen bir ameliyenin icadı dolayısıyla tamamıyla zararsız bir hale getirilmiştir. Birçok ihtiyar kadınlar vardır ki, her sonbaharın eylül ayında sıcaklar hafiflediği zaman bu ameliyeyi yapmayı kendilerine iş edinmişlerdir. Ahali birbirine haber yollayarak, ailelerden birisinin çiçek aşısı isteyip istemediklerini sordururlar ve bunlar bir yerde toplanır."

3 Mayıs 2015 Pazar

İlk Osmanlı Tıp Okulu

Sultan İkinci Mahmud Han devrine modern ilk tıp okulu olan Tıphane-i Amire, Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda kurulmuştur(14 Mart 1827). Tıphane-i Amire ile birlikte, savaşlar sebebiyle artan cerrah ihtiyacını karşılamak maksadıyla Cerrahhane-i Amire de açılmıştır. Bu tarihin öneminden dolayı modern tıp eğitiminin başlangıcı olan 14 Mart tarihi, ülkemizde tıp bayramı olarak kabul edilmiştir.

Abdülhamid Han'ın Ortadoğu Tedbiri

Sultan İkinci Abdülhamid Han, Ortadoğu'da meydana gelecek karışıklıkların farkındaydı. Bütün menfi şartları dikkate alan sultan, petrolün bulunduğu bölgelerin ve stratejik ehemmiyete sahip arazilerin maliye hazinesinden alınarak, Hazine-i Hassa'ya yani kendi hususi hazinesine dahil edilmesine ve bu şekilde koruma altına alınmasına karar verdi. Zaman kaybetmeden çıkarılan emirlerle bu araziler sultanın hazinesi olan Hazine-i Hassa'ya dahil edilerek Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın şahsi mülkü haline getirildi. Böylece petrol kaynayan bu araziler hem yabancılar tarafından satın alınmaktan hem de herhangi bir işgal durumunda, elden çıkmaktan korundu. Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın bu arazileri şahsi mülk haline getirerek sağladığı diğer bir fayda ise, bu arazileri devlet mülkü olmaktan çıkararak, Düyun-ı Umumiye'nin menfi durumlarından kurtarmasıydı. bunun neticesi olarak da, Düyun-ı Umumiye yerine Hazine-i Hassa'ya gelecek olan gelirleri Osmanlı coğrafyasına yapacağı hayır eserleri için kullandı. Bununla birlikte Sultan İkinci Abdülhamid Han çeşitli tarihlerde çıkardığı üç emir ile Musul ve Bağdat petrol, gaz madenlerinin araştırma ve çıkarma imtiyazını da Hazine-i Hassa'ya yani kendi şahsi emlakine dahil etmiştir.