Lalenin İstanbul'da en güzel olduğu yerler Emirgan Korusu'yla Sultanahmet Meydanı'dır.
Avrupalıların, "tulipa" dedikleri lale ile tanışmaları Kanuni asrında olmuştur. Avusturya elçisi olarak İstanbul'a gelen Busbecq'in dönüşte götürdüğü lale soğanları sayesinde bi çiçek Avrupa'da yayılmıştı. Sonraki yıllarda ise Hollanda'da tam bir lale çılgınlığı yaşanmıştı. Bizde lale çiçeğinin en itibar gördüğü asır Sultan Üçüncü Ahmed'in saltanatı zamanındaki Lale Devri'dir (1718-1730).
İstanbul'da şehir zarafet ve nezaketinin en değerli unsurlarından sayılan lale etrafında, edebiyatın mimariye kadar geniş bir kültür oluşmuş, çiniler ve kumaşlar lale motifleriyle süslenmiştir. Hakkında çeşitli kitaplar yazılmış, yüzlerce türü yetiştirilmiştir.
Soğanlı ve otsu bir bitki olan lalenin ayrı bir yeri vardır. Ecdadımız, laleyi Orta Asya'dan getirmiş, yaşadıkları topraklara yaymıştı. Ebced hesabına göre 'lale' kelimesindeki harflerle "Allah" lafzındaki harflerin toplamı aynıdır.
Mazhar-ı ism-i Celal olmasa idi lale
Bulamazdı bu kadar rütbe-i vala lale
(Lale, eğer Hazret-i Allah'ın (c.c.) ism-i şeriflerine mazhar olmasa idi. bu kadar büyük bir rütbeye erişemezdi. )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder