Yangın söndürmeye giden tulumbacılar
Yangına gidişte, mahalle sandıkları arasında büyük rekabet olurdu. Çünkü tulumbacılıkta en önemli şey yangını söndürmek kadar yangına ilk giden ve ilk dönen olmaktı. Uzak semtlerin sandıkları, koşularda semtin yerlilerini geçmeye uğraşırlardı. Geçilen takım, 'sandık kaptırma'ya uğramış olur, bu çok alçaltıcı kabul edilirdi.
Takımlar, gerek yangın yerine giderken, gerekse yangını söndürürken çeşitli naralar atarlardı. Meşhur sandıklardan Zindankapılılar: 'Düşmanına kelepçe vuran mini mini Zindanlı' ; Mevlevihanekapılılar : 'Hak yoluna döner Hazret-i Mevlevihaneliler' ; Fenerliler: 'Derede yüzer, karada gezer, dostu düşmanı gözünden sezer, böyle gelir böyle gider Fener uşakları' diyerek nara atarlardı. Yangını söndüren tulumbacılar dönerken hangi sınıf veya mahallenin tulumba ocağından olduklarını belirtmek için halkın kalabalık olduğu yerlerde "Haayt... Karada aslan, denizde kaplan, yetmiş iki buçuk millete duman attıran, yaman gelir yaman gider. Beyoğlu'nun yiğitleri bunlar!" gibi naralar atarlardı. Tulumbacılar tarafından kendilerine kurban hediye edilirdi. Bu kurbanın boynuzları yaldızlanır, bir süre bakıldıktan sonra da kesilerek ziyafet verilirdi. Ayrıca, mahalle halkı ve sigorta şirketleri de tulumbacılara bahşişler verir ve bunlar sandık mensupları tarafından pay edilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder