2 Mart 2015 Pazartesi

Mostar Köprüsü


Mostar Köprüsü Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin Mostar şehrinde Neretva Nehri’nin üzerinde 1566 senesinde Osmanlılar zamanında Mimar Sinan tarafından yapılan, dünyanın sanat bakımından en müstesna taş köprüsüdür.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı Devleti sınırları içine giren Bosna-Hersek’te cami, medrese, kervansaray ve köprü gibi mimari değeri de yüksek pek çok hayır eseri yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a Neretva Nehri üzerine yaptırılan “Mostar köprüsü” de bunlardan biridir. Yapım harcında yumurta ve keçi kılı kullanılan, tek kemerli, iki ayak arası 28.59 metre genişliğinde olan hilal şeklindeki köprünün yüksekliği 20 metredir. Taş korkulukları arasındaki genişlik 4.05 metredir. Üst döşemesi düz olmayıp kademelidir. Bu hususiyetiyle köprüden yayalar ve arabalar rahatlıkla geçebilmektedir. Zamanla köprünün üst ve diğer kısımlarında bazı değişiklikler yapılmıştır. Mostar Köprüsü, “Büyük Köprü” ismiyle de bilinmektedir.
427 yıl boyunca zelzelelere, sellere ve İkinci Dünya Savaşı’na direnerek İslam dininin ve Osmanlının sembolü olan hilali, beş asırdır Avrupa’nın ortasında bütün mimari zarafet ve güzelliğiyle koruyabilen köprü, iç savaşa yenik düştü. Hırvatların Bosna’ya yardım götüren bütün yolları ve köprüleri devreden çıkarma planı gerekçesiyle Mostar Köprüsü’de 9 Kasım 1993’te bombalandı ve Neretve Nehri sularına gömüldü. Böylece Hırvatlar burada sadece taştan yapılmış bir köprüyü değil, asırlardan beri buradan geçen milyonlarca insandan geriye kalan hatıralarla, pek çok mimara ilham kaynağı olan sanat eserini de yok ettiler. Avrupa topraklarında Müslümanlara ve İslami eserlere tahammül edemeyenler, Haçlı zihniyetiyle her şeyi ortadan kaldırma gayretindedirler. Kendi tarihi eserlerinin korunmasında gayet insani davrananlar, İslami eserlere karşı gaddar, barbar ve hain olmaktadırlar.
Mostar Köprüsü’nün yıkılışı Bosna’daki savaşın hiçbir sınır ve kaide tanımayışını ortaya koymuştur. Fakat asıl mühim olan sanat için çırpındığını ilan eden milletlerin susması ve bunu yıkan bir kavmin kendi memleketini bile düşünmekten aciz oluşudur. Bunlar medeniyet adına barbarlık yapan, geleceği olmayan, hissiz, sanat zevkinden mahrum milletlerdir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder