Mostar Köprüsü Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin Mostar şehrinde
Neretva Nehri’nin üzerinde 1566 senesinde Osmanlılar zamanında Mimar Sinan
tarafından yapılan, dünyanın sanat bakımından en müstesna taş köprüsüdür.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı Devleti sınırları içine
giren Bosna-Hersek’te cami, medrese, kervansaray ve köprü gibi mimari değeri de
yüksek pek çok hayır eseri yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar
Sinan’a Neretva Nehri üzerine yaptırılan “Mostar köprüsü” de bunlardan biridir.
Yapım harcında yumurta ve keçi kılı kullanılan, tek kemerli, iki ayak arası
28.59 metre genişliğinde olan hilal şeklindeki köprünün yüksekliği 20 metredir.
Taş korkulukları arasındaki genişlik 4.05 metredir. Üst döşemesi düz olmayıp
kademelidir. Bu hususiyetiyle köprüden yayalar ve arabalar rahatlıkla
geçebilmektedir. Zamanla köprünün üst ve diğer kısımlarında bazı değişiklikler
yapılmıştır. Mostar Köprüsü, “Büyük Köprü” ismiyle de bilinmektedir.
427 yıl boyunca zelzelelere, sellere ve İkinci Dünya Savaşı’na
direnerek İslam dininin ve Osmanlının sembolü olan hilali, beş asırdır Avrupa’nın
ortasında bütün mimari zarafet ve güzelliğiyle koruyabilen köprü, iç savaşa
yenik düştü. Hırvatların Bosna’ya yardım götüren bütün yolları ve köprüleri
devreden çıkarma planı gerekçesiyle Mostar Köprüsü’de 9 Kasım 1993’te
bombalandı ve Neretve Nehri sularına gömüldü. Böylece Hırvatlar burada sadece
taştan yapılmış bir köprüyü değil, asırlardan beri buradan geçen milyonlarca
insandan geriye kalan hatıralarla, pek çok mimara ilham kaynağı olan sanat
eserini de yok ettiler. Avrupa topraklarında Müslümanlara ve İslami eserlere
tahammül edemeyenler, Haçlı zihniyetiyle her şeyi ortadan kaldırma
gayretindedirler. Kendi tarihi eserlerinin korunmasında gayet insani
davrananlar, İslami eserlere karşı gaddar, barbar ve hain olmaktadırlar.
Mostar Köprüsü’nün yıkılışı Bosna’daki savaşın hiçbir sınır
ve kaide tanımayışını ortaya koymuştur. Fakat asıl mühim olan sanat için
çırpındığını ilan eden milletlerin susması ve bunu yıkan bir kavmin kendi
memleketini bile düşünmekten aciz oluşudur. Bunlar medeniyet adına barbarlık
yapan, geleceği olmayan, hissiz, sanat zevkinden mahrum milletlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder