10 Şubat 2015 Salı

Hayvan Sevgisine İbretlik Örnekler


Osmanlı'dan günümüze miras kalan ve ayakta kalabilen eserlerin birçoğunun vakıf eserleri olduğu malumdur. Geçmişte yapılmış olan hastaneler, camiler, külliyeler, aşevleri ve kervansarayların çoğu birer vakıf eseridir. Birlik ve beraberliğin sağlandığı ve bütün varlıklara hizmet götürme düşüncesi etrafında şekillenen ve sosyal dayanışmanın bir tezahürü olan vakıflar, Osmanlı devrinde birçok hizmet görmüştür. konumuzla ilgili olması bakımından hayvanlar için yapılmış bu hizmetleri kısaca aktarmak gerekirse şunları sayabiliriz:
*Hayvanların bakım, barınma ve beslenmeleri için mirastan tahsis edilen paralar,
*Hasta hayvanların tedavileri için ve bunlar yararına oluşturulan vakıflar,
*Kediler için yapılmış kulübeler,
*Hayvanların beslenmesi için tahsis edilmiş uşaklar,
*Kasap ve lokantaların önünde sıraya girmiş hayvanlar,
*Sokak hayvanları için düzenlenen şiş kebap günleri,
*Her hafta kurulan pazarlarda varlıklı ailelerin kafesteki kuşları satın alıp özgür bırakma geleneği,
*Sokakta doğurmuş bir hayvan gördüklerinde hemen oracığa bir kulübe yaptırmak için yarışan insanlar,
*Yük hayvanlarına fazla yük yükletenler için çıkartılan fetvalar, bu hayvanlara aşırı yükten dolayı ıstırap çektiren insanlara aynı yükü taşıtarak ceza verilmesi,
*Dolmabahçe'deki kuş ve Üsküdar'daki kedi hastaneleri, cami ve mezarlardaki suluklar, kuş evleri, hatta mimari açıdan eşi ve benzeri bulunmayan kuş köşkleri...
Bu kadar çeşitliliğin yanında bir de sonbaharda geri dönemeyen ve bakıma muhtaç olan leylekler için kurulan merkezler çok ilgi çekicidir. 19. yüzyılda Bursa'da kurulan ve dünyada eşine rastlanmayan Düşkün Leylekler Evi (Gurabahane-i Laklakan), dünyanın ilk hayvan hastanesi özelliğini de taşımaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder